17 Eylül 2007 Pazartesi

Çevre Katliamıda Yaşlanıyor



ÇEVRE KATLİAMIDA YAŞANIYOR
İki israil askerinin kaçırılmasıyla başlkayan operasyonlar artarak devam ediyor.öyleki israşil devleti ordusunu %75'nin lübnan sınırına kaydırdırmış (toplam 300.000 kişilik askeri gücü var).
Herkesin gözleri önünde israil kolonyalist yayılımcı politikasını kesintisiz olarak devam ettiriyor.Bir "insan" olarak ve "çevreci" olarak israil hükümetinin "zorbalığını" ve dünyanın olanlara kayıtsız kaldığına bir anlam veremiyorum.Lübnan hükümeti devam eden işgalde israilin denize 25 mt. mesafedeki akaryakıt tanklarını bombalaması sonucu toınlarca petrolün denize döküldüğü ve bunun akdenizi en büyük çevre felaketiyle karşı karşıya bıraktığını belirtti.Lübnan çevre bakanı Yakup Sarraf,iki haftada 15000 ton petrolün denize döküldüğünü kaydetti.Hiçbir şey yapılmassa lübnan sahilinin üçte birine(70km) yayılan kirlilik akıntılara birlikte diğer bölge sahillerinşide tehdit etme olasılığı yüksektir.İsrail hizbullah'ı bahane olarak gösterip şehrin üzerinde taş üstünde taş bırakmıyor.Atılan bombalarla ölen çocukların sayısı 200'ü geçti.Şehrin yeraltı ve yerüstü sistemlerinin de bilinçli bir şekilde kullanılamaz hale getiriliyor.Halkı yıldırmak için insansız savaş uçakları ve jetler gün boyunca şehir semalarında sorti yapıyor.
Bunların yanında çok ciddi çevre katliamı da yaşanmaktadır.Tabii bu çevresel katliamı ilerki günlerde daha açık göreceğiz.Tüm çevre örgütleri beklemeden tepkisini ortaya koymalıdır.
BM ve AB gibi "pısırık" olmayalım.İsrail hükümetini kınayalım.bu insan olmanın gereğidir.Dünyada yaşayan her birey insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşama hakkına sahiptir.Nazi Almanyasın'da
her türlü zulüme uğrayan israiloğulları şimdi kendisine uygulanandan daha fazlasını Ortadoğuda'ki halklara uygulanıyor.Gazeteciler Lübnanda'ki çocuklara büyüyünce n e olmak istiyorsunuz sorusuna "direnişçi olmak istiyorum" yanıtını veriyor.Ben bir kahin değilim ama gün gelir devran döner ağlayan bayram eder.